Sayfalar

26 Aralık 2010 Pazar

Ada sahillerinde bekliyorum…

Adalar, İstanbul’un 9 adadan oluşan bir ilçesidir. Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Sedefadası, Sivriada, Yassıada, Kaşıkadası ve Tavşanadası’ndan oluşur.

Bizans döneminde prenslerin sürgün edildiği ve bu sebeple o dönemde ‘Prens Adaları’ diye anılan Adalar, İstanbul’un fethinden sonra bu kötü imajından kurtulmuş oldu. Günümüzde İstanbul’un en güzel sayfiyeleri olarak, ziyaretçilerine ‘cennetten bir köşe’ sunuyor adeta. İstanbul’un her köşesi gibi Adalar da, şarkılara, şiirlere konu olmayı fazlasıyla hak ediyor. Yemyeşil ormanları, masmavi denizi, özenle oluşturulmuş bahçeleri, çiçekleri; ahşap mimarisinin güzel örneklerini teşkil eden köşkleri, konakları, tarihî eserleri, bisikletleri ve tıkır tıkır, şıkır şıkır faytonlarıyla Adalar, denizin içinde başka bir dünya gibidir.

Farklı inanç ve kültürlere mensup insanların bir arada huzur içerisinde yaşadığı Adalar, Türkiye’nin medeniyet anlayışının da güzel bir göstergesi durumunda. Adalar Müftülüğü’nün Ramazan ayında verdiği iftar yemekleri, farklı dinlerin temsilcilerini bambaşka bir atmosferde bir araya getiriyor. Büyükada Hesed Avraam Sinagogu da geleneksel hâle getirdiği iftar buluşmaları düzenliyor.

Büyükada’nın ilk yerleşim yeri olan Aya Nikola bölgesinde açılan Kent Müzesi de, Adalar’a dair önemli bir mirası gözler önüne seriyor. Heybeliada’da bulunan ve öğrenci yokluğu sebebiyle kullanılmayan Rum İlkokulu da restore edilerek “Uluslararası Müzik Araştırma Merkezi” hâline getiriliyor.

İlk vapur seferlerinin 1846 yılında Galata Köprüsü’nden başladığı Adalar’a bugün Kabataş, Kadıköy ve Bostancı’dan püfür püfür vapur yolculuklarıyla kolayca ulaşmak mümkün.

Hiç yorum yok: