Sayfalar

22 Aralık 2014 Pazartesi

Gülen’in gözünde böcek kadar değeri yok muydu?

Kuddusi Okkır
“Fethullah Gülen Hocaefendi”, öldü zannıyla çöpe attığı bir böceğin ölmemiş olabileceği aklına gelince namazı bozup böceğin hayatta olup olmadığını kontrol etmiş… Tutukluyken hayatını kaybeden Kuddusi Okkır’ın ve onurlarına yediremedikleri için canlarına kıyan zanlıların, bir böcek kadar değeri yok muydu? Her fırsatta Gülen’i referans gösterenler, onda var olduğunu iddia ettikleri bu “merhamet” duygusunu böyle mi hayata geçiriyorlardı?

Sürur Öztürk

Prof. Dr. Osman Özsoy
Gülen Cemaati’ne yakın medya organlarında Hükümete yönelik sert eleştirilerde bulunan Prof. Dr. Osman Özsoy, rotahaber.com’da, Fethullah Gülen’in “merhameti”ne dair bir hatırasını aktarmış.

Prof. Özsoy, özetle, Fethullah Gülen’in Pensilvanya’da ikindi namazını kıldırırken ilk rekâtta selâm verip namazdan çıktığını; koridora doğru ilerleyerek, namazdan önce ölü olduğu zannıyla çöp sepetine attığı bir böceğin gerçekten ölü olup olmadığını kontrol ettiğini; öldüğüne kanaat getirdikten sonra da geri döndüğünü, bu tavrının sebebi sorulduğunda da “Her canlının bir yaşam hakkı bulunduğunu, buna engel olmanın ahirette bir hesabı olduğunun altını çizdiğini” anlatıyor.

Prof. Özsoy’un yazısında naklettiği bu hikâyeyi okuyunca, Ümraniye Soruşturması kapsamında İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün talimatıyla gözaltına alınan Kuddusi Okkır’ın, tutukluluğu esnasında sağlığının bozulup öldüğünü hatırladım.

Sabriye ve Kuddusi Okkır
Kuddusi Okkır’ın eşi Sabriye Okkır, eşinin sağlığı bozulduktan sonra serbest bırakılması için mahkemeye başvurduğunu ancak “delilleri karartabileceği” gerekçesiyle eşinin serbest bırakılmadığını belirtmiş ve şöyle demişti:

“Sağlam bir şekilde benden aldıkları eşimin şimdi ben cenazesini alıyorum.”

Kuddusi Okkır, suçlu muydu? Bunu hâlâ bilmiyoruz; çünkü Okkır, öldüğünde zanlı durumundaydı ve Ümraniye soruşturması iddianamesi henüz tamamlanmadığından dolayı, tam olarak neyle suçlandığını kendisi de bilmiyordu.

Farz edelim ki suçluydu; cezaevinde olduğu süre içerisinde onun can güvenliği devlete emanet değil miydi? Adalet, ne demekti?

Ergenekon soruşturmaları süresince, kendilerine isnad edilen suçlamaları onuruna yediremeyip intihar edenlerden ve şüpheli bir şekilde ölen 12 kişiden söz etmeyeceğim…

“Fethullah Gülen Hocaefendi”, öldü zannıyla çöpe attığı bir böceğin ölmemiş olabileceği aklına gelince namazı bozup böceğin hayatta olup olmadığını kontrol etmiş… Tutukluyken hayatını kaybeden Kuddusi Okkır’ın ve onurlarına yediremedikleri için canlarına kıyanların, bir böcek kadar değeri yok muydu? Her fırsatta Gülen’i referans gösterenler, onda var olduğunu iddia ettikleri bu “merhamet” duygusunu böyle mi hayata geçiriyorlardı?

Hiç yorum yok: