Rasim Ozan Kütahyalı |
Kütahyalı, "Fethullah Gülen kendi iddianamesini yazdı" başlıklı yazısında, bu konuda Gülen'in şu ifadelerini örnek olarak gösterdi:
"Kabe'de çok sinek vardı, herkesi ısırıyorlardı, bu sinekler beni bir kez ısırmadı..."
"Komşumuz bizim bahçedeki kazlarımızı dövmüş yaralamıştı; havada bir bulut belirdi, bizim kazları hırpalayan komşunun bahçesine dolu yağdı, ne var ne yok alıp götürdü; köyde başka hiçbir yere dolu yağmamıştı..."
"Zelzele olmuş, köyde yıkılmadık bina kalmamıştı, hiç kimse evde yatamıyordu, Fahri Kâinat Efendimiz, Hazreti Ali'ye buyurdu, 'bu köye bir kazık çak' dedi, ne zelzele kaldı ne de korku..."
"... Orda (Adliyede) icabında mahkemenin altını üstüne getireceksin, avucuna alacaksın. Arkadaşlara diyorum ki ben; bin döktüreceksin, belki geriye bir dönecek. Bir milyar vereceksiniz, on milyonluk tazminat davası alacaksınız. Yani bu da mahkûm etmektir yani. Avukat da kiralayacaksınız, hâkim de kiralayacaksınız."
"Zelzele olmuş, köyde yıkılmadık bina kalmamıştı, hiç kimse evde yatamıyordu, Fahri Kâinat Efendimiz, Hazreti Ali'ye buyurdu, 'bu köye bir kazık çak' dedi, ne zelzele kaldı ne de korku..."
"... Orda (Adliyede) icabında mahkemenin altını üstüne getireceksin, avucuna alacaksın. Arkadaşlara diyorum ki ben; bin döktüreceksin, belki geriye bir dönecek. Bir milyar vereceksiniz, on milyonluk tazminat davası alacaksınız. Yani bu da mahkûm etmektir yani. Avukat da kiralayacaksınız, hâkim de kiralayacaksınız."
Bizler askeri vesayetle mücadele ederken bu gerçekleri gözden kaçırdık. Kemalistlerin dindarları inim inim inlettiği o eski rejim döneminde mağdur kesimlerle ilgili bu iddialara kulağımız kapalıydı. İşin kriminal boyutu dışında Gülen'in kendini mehdi ve mesih gördüğü gerçeğini de gözden kaçırdık. Gerçi bu mehdiyyet meselesi üzerine etraflıca duran zaten çok az kimse vardı. Herkes bu meseleye girmekten korukuyordu. Oysa bana göre Gülen'in ve örgütünün bu boyutu şu an ortaya çıkan kriminal boyutundan çok daha tehlikelidir.
Gülen'e sorunca kendini aciz kul gördüğünü söylüyor ama mesihiyetine dair türlü kara propagandalarla küçük yaşından itibaren binlerce insanı robot haline getiriyor. Onları insanlıktan çıkarıp robot yapıyor. Aslında bu robotlar güruhu değildir mesele. Esas mesele Gülen'dir. Rasputin Gülen'in yanında solda sıfır kalır... Aciz bir kuldan başka bir şey değilim diyen adam yayınladığı banrollü kitaplarında şu ifadeleri bol bol araya sıkıştırıyor..
"Kabe'de çok sinek vardı, herkesi ısırıyorlardı, bu sinekler beni bir kez ısırmadı..."
"Komşumuz bizim bahçedeki kazlarımızı dövmüş yaralamıştı; havada bir bulut belirdi, bizim kazları hırpalayan komşunun bahçesine dolu yağdı, ne var ne yok alıp götürdü; köyde başka hiçbir yere dolu yağmamıştı..."
"Zelzele olmuş, köyde yıkılmadık bina kalmamıştı, hiç kimse evde yatamıyordu, Fahri Kâinat Efendimiz, Hazreti Ali'ye buyurdu, 'bu köye bir kazık çak' dedi, ne zelzele kaldı ne de korku..."
Bunlar gibi kendini insan-üstü seçilmiş kişi olarak gösteren yüzlerce ifadesi olan bir adam bu. Aynı şekilde Gülen'in devlet içi paralel bir yapılanma kurduğunun itirafları da kitaplarında ve sohbet kasetlerinde mevcut. Aslında Gülen kendi iddianamesini kendi yazmış bir adamdır.
Örneklerden birkaç tanesi de aşağıdadır...
Örneklerden birkaç tanesi de aşağıdadır...
Arkadaşlarımızın Mülkiye ve Adliye'deki mevcudiyeti, İslam'ın geleceği adına bu işin garantisidir yani. Bu açıdan Adliye'de, Mülkiye'de veya başka bir hayati müessesede bizim arkadaşlarımızın mevcudiyeti, öyle ferdi mecburiyetler şeklinde ele alınıp öyle değerlendirilmemelidir. Yani bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde garantimizdir. İstikbale yürümek için, sistemin püf noktalarını keşfedin. Hâlâ bu sistem devam ediyor. Bu sistem içinde arkadaşlarımız istikbale yürüyeceklerdir. Öyleyse o sistemin püf noktalarını bilmeleri lazım, keşfetmeleri lazım. Aşmaları lazım. Bu da meselenin diğer bir yanıdır.
Kuvvet dengesinin olmadığı yerde kuvvete başvurmayacaksınız. Teknik- taktik yerinde sizin kalbiniz önemli. Dıştan bizi bazıları korkaklıkla itham edecekler. Fırsat bulup, hep yolunuza devam ediyorsanız, yine orada o esnekliği gösterecek, o eksantriği kullanacak, geriye çekiliyor gibi yapacak, fakat adımlarınızı daha açıp ileriye gideceksiniz. İster Mülkiye'de çalışan arkadaşlarımız olsun, ister Adliye'de çalışan arkadaşlarımız olsun herkes için söz konusudur bu.
Orda icabında mahkemenin altını üstüne getireceksin, avucuna alacaksın. Arkadaşlara diyorum ki ben; bin döktüreceksin, belki geriye bir dönecek. Bir milyar vereceksiniz, on milyonluk tazminat davası alacaksınız. Yani bu da mahkûm etmektir yani. Avukat da kiralayacaksınız, hâkim de kiralayacaksınız."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder