Politik çatışmalar, İzmir'e zarar veriyor |
Onur Işık
Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, kent nüfusunun
yüzde 55’inin gecekondularda ikamet ettiğini ve yüzde 37’sinin de kiracı
durumda olduğunu belirtiyor. (…) Şu hâliyle İzmir, turizm ve kentlilik adına
ziyaret edenler için hayal kırıklığından başka bir şey değil.
İzmir’in ma'kûs talihi ne zaman değişir?
Türkiye’nin üçüncü büyük şehri İzmir… Kimine göre
özgürlüğün ve modernliğin şehri, kimine göre ideolojik karakteriyle öne çıkmış
tahammülsüz bir şehir. Hangi görüşte olursanız olun, İzmir’in coğrafî konumuna
bakıldığında muhteşem bir güzelliğe sahip olduğunu görürsünüz. Uçakla seyahat
ediyorsanız bu güzelliği fark etmemeniz imkânsız.
Kilometrelerce uzunluktaki sahil şeridi ve körfezi
izlemeye değer. Ancak bu değer, hak ettiği yeri bulamamış. İniş yaptığınızda
havadan gördüğünüz güzelliğe yakışır bir kent bulamıyorsunuz. Bir turizm ve
kültür şehri olarak isim yapmış İzmir, havalimanından şehir merkezine kadar
sizi adına yakışmayacak manzaralarla karşılıyor. 1990’ların Türkiye’sinden
kalma bir şehircilik ve kent anlayışı hiç değişmeden duruyor. 25 yıl önceki
eski gecekondu yapılarını aynen görmek mümkün. Sokaklar bakımsız, kentin
güzelliğine dair ögelere, o geçmiş kültüre rastlamanız mümkün değil. Pek çok
konuda geride kalmış bir şehirle karşılaşırsınız. İşin ilginç yanı, o
coğrafyaya yakışmayan pek çok olumsuz manzara İzmir’de gayet doğal
karşılanıyor. Şair Hayâlî’nin “O mâhîler ki deryâ içredür deryâyı bilmezler”
şeklindeki dizeleri, İzmirlilerin durumunu çok güzel anlatıyor.
Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, kent nüfusunun
yüzde 55’inin gecekondularda ikamet ettiğini ve yüzde 37’sinin de kiracı
durumda olduğunu belirtiyor. İzmir’in bugünkü kentsel yapısı, gecekondulaşma ve
kaçak yapılaşma süreci, artan nüfusla birlikte önü alınması zor bir hâle geldi.
Halkta bu olumsuzlukları kabullenmiş bir hava var. Oysa
durum hiç de iç açıcı değil. İzmir’in acilen yeniden hayata dönmesi gerekiyor.
Bunun için bütün yerel organların, elbirliği ile projeler üretmesi şart.
Yaşamak için kapalı damarların yeniden açılması şart. İzmir, doğal ve tarihî
güzelliği ile Avrupa’nın en önemli turizm merkezlerinden biri olabilir.
Özellikle konferans turizmi olarak yer sıkıntısı çeken Batı’ya sıra dışı bir
alternatif olabilir. Ayrıca uzun sahil şeridi ile dünyanın en önemli marina kenti
olabilir. Bunun gibi pek çok proje, İzmir’in yeniden hayata dönmesini
sağlayabilir. Yeni ve etkili çalışmalarla sanattan anlayan, nitelikli
turistlerin kente yerleşmesi sağlanabilir. Bunlar hayal değil, ancak değişim,
dirayetli bir yönetim ve çalışmayla gerçekleşebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder