Sayfalar

5 Şubat 2015 Perşembe

İzmir’in ma'kûs talihi ne zaman değişir?

Politik çatışmalar, İzmir'e zarar veriyor
Onur Işık

Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, kent nüfusunun yüzde 55’inin gecekondularda ikamet ettiğini ve yüzde 37’sinin de kiracı durumda olduğunu belirtiyor. (…) Şu hâliyle İzmir, turizm ve kentlilik adına ziyaret edenler için hayal kırıklığından başka bir şey değil.

İzmir’in ma'kûs talihi ne zaman değişir?

Türkiye’nin üçüncü büyük şehri İzmir… Kimine göre özgürlüğün ve modernliğin şehri, kimine göre ideolojik karakteriyle öne çıkmış tahammülsüz bir şehir. Hangi görüşte olursanız olun, İzmir’in coğrafî konumuna bakıldığında muhteşem bir güzelliğe sahip olduğunu görürsünüz. Uçakla seyahat ediyorsanız bu güzelliği fark etmemeniz imkânsız.

Kilometrelerce uzunluktaki sahil şeridi ve körfezi izlemeye değer. Ancak bu değer, hak ettiği yeri bulamamış. İniş yaptığınızda havadan gördüğünüz güzelliğe yakışır bir kent bulamıyorsunuz. Bir turizm ve kültür şehri olarak isim yapmış İzmir, havalimanından şehir merkezine kadar sizi adına yakışmayacak manzaralarla karşılıyor. 1990’ların Türkiye’sinden kalma bir şehircilik ve kent anlayışı hiç değişmeden duruyor. 25 yıl önceki eski gecekondu yapılarını aynen görmek mümkün. Sokaklar bakımsız, kentin güzelliğine dair ögelere, o geçmiş kültüre rastlamanız mümkün değil. Pek çok konuda geride kalmış bir şehirle karşılaşırsınız. İşin ilginç yanı, o coğrafyaya yakışmayan pek çok olumsuz manzara İzmir’de gayet doğal karşılanıyor. Şair Hayâlî’nin “O mâhîler ki deryâ içredür deryâyı bilmezler” şeklindeki dizeleri, İzmirlilerin durumunu çok güzel anlatıyor.

Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, kent nüfusunun yüzde 55’inin gecekondularda ikamet ettiğini ve yüzde 37’sinin de kiracı durumda olduğunu belirtiyor. İzmir’in bugünkü kentsel yapısı, gecekondulaşma ve kaçak yapılaşma süreci, artan nüfusla birlikte önü alınması zor bir hâle geldi.

Halkta bu olumsuzlukları kabullenmiş bir hava var. Oysa durum hiç de iç açıcı değil. İzmir’in acilen yeniden hayata dönmesi gerekiyor. Bunun için bütün yerel organların, elbirliği ile projeler üretmesi şart. Yaşamak için kapalı damarların yeniden açılması şart. İzmir, doğal ve tarihî güzelliği ile Avrupa’nın en önemli turizm merkezlerinden biri olabilir. Özellikle konferans turizmi olarak yer sıkıntısı çeken Batı’ya sıra dışı bir alternatif olabilir. Ayrıca uzun sahil şeridi ile dünyanın en önemli marina kenti olabilir. Bunun gibi pek çok proje, İzmir’in yeniden hayata dönmesini sağlayabilir. Yeni ve etkili çalışmalarla sanattan anlayan, nitelikli turistlerin kente yerleşmesi sağlanabilir. Bunlar hayal değil, ancak değişim, dirayetli bir yönetim ve çalışmayla gerçekleşebilir.

Öncelikle İzmir’de yapılacak iş, şehri yaşanabilir bir şehir hâline getirmek olmalı. Bunun için yaşam kalitesini yükseltmek oldukça önemli. Bugün İzmir’in içinde bulunduğu politik çatışma ortamı kente zarar veriyor. Ayrıca kayda değer çalışmaların yürütülmesine de engel oluyor. Şehir, ne zaman bu havadan uzaklaşırsa, o zaman İzmir ve İzmirliler rahat nefes alabilir. Fakat bunu öncelikle İzmirliler istemeli. Çünkü orada yaşayanlar onlar. Bu talebi her alana taşımalılar. Şu hâliyle İzmir, turizm ve kentlilik adına ziyaret edenler için hayal kırıklığından başka bir şey değil. Bundan rahatsız olmuyorsanız, bize diyecek bir şey de kalmıyor.

Hiç yorum yok: