Topkapı Sarayı |
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13 yıldır ziyarete kapalı olan
Zülüflü Baltacılar Ocağı, Karaağalar ve Kadınlar Mescitleri ile 4 yıldır
ziyarete kapalı olan Hünkâr Sofrası bölümünü ziyarete açtıklarını kaydetti.
Yeni bölümlerin
açılışı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış töreninde |
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Topkapı Müzesi’nin restorasyonu tamamlanan
bölümlerinin açılış törenine katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, Topkapı
Sarayı’nın binlerce yıllık kadim tarihimizin en şanlı dönemlerinden biri olan
Osmanlı Cihan Devleti’ne dört yüzyıl boyunca yönetim merkezi olarak hizmet
vermiş bir mekân olduğunu hatırlatarak, “Bizim için, milletimizin için herhangi
bir tarihî eser olmanın ötesinde anlamlar ifade eden Topkapı Sarayı’nı, tabii
ki çok iyi korumak durumundayız. Bu bizim için tarihî bir sorumluluktur,
vecibedir. Gelecek nesillere bu eseri maddî ve manevî mânâları ile sapasağlam
teslim etmeliyiz” diye konuştu.
“Klasik anlamda
bir saraydan ziyade, orta büyüklükte bir şehir”
İstanbul’un fethinin, bir çağın açılıp, bir çağın
kapanışının ifadesi ve Topkapı Sarayı’nın da bu muazzam dönüm noktasının
ardından inşa edilen ilk muhteşem eser olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan,
buranın klasik anlamda bir saraydan ziyade, aynı zamanda orta büyüklükte bir
şehir olduğunu belirtti.
“Bu mekânı özel
kılan bünyesinde yer alan kutsal emanetlerdir”
Bu muhteşem eserin müze haline getirilmesinin Osmanlı
döneminde, 19. yüzyılda gerçekleştiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Cumhuriyet döneminde Osmanlı’dan devralınan bu emanet,
aynı şekilde müze olarak kullanılmaya devam edilmiştir. Tabii bu mekânı özel
kılan en önemli hususların başında, bünyesinde yer alan kutsal emanetlerdir.
Buraya ayrı bir önem, ayrı bir zenginlik kazandırıyor. Burayı adeta bir cazibe
merkezi haline getiriyor. Sadece bu vasfıyla dahi Topkapı Sarayı, her türlü
hizmeti, hürmeti, ziyadesiyle hak eden bir saraydır. Fatih Sultan Mehmet Han’dan
başlayarak Topkapı Sarayı’nın kurulmasında ve bugüne kadar gelmesinde iradesi,
katkısı, emeği olan herkesten Allah razı olsun, diyorum. Yavuz Sultan Selim’den
Fahrettin Paşa’ya kadar kutsal emanetleri bu şehre kazandırarak İstanbul’u
manevî olarak taçlandıran tüm ecdattan, onları gözü gibi koruyan, ihtimam
gösteren milletten de Allah razı olsun”
Kapalı bölümlerin
açılması
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Topkapı Sarayı’nın uzun süre müze
olarak kullanılmasına rağmen pek çok bölümünün uzun süredir ziyarete kapalı
olduğuna dikkati çekerek, 2007 yılında Mukaddes Emanetler Dairesi’ni, 2011
yılında da Silah Teşhir Salonu ile diğer bir takım bölümleri ziyarete açtıklarını
hatırlattı.
1999 depreminin ardından kapatılan Haremhas Mutfakları,
Enderun Hazine Koğuşu ve Hünkâr Mescidi’nin de 2014 yılında yeniden ziyarete
açıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gün de 13 yıldır ziyarete
kapalı olan Zülüflü Baltacılar Ocağı Karaağalar ve Kadınlar Mescitleri ile 4
yıldır ziyarete kapalı olan Hünkâr Sofrası bölümünü ziyarete açtıklarını
kaydetti.
“Tarihimizle
yeniden buluşma konusunda Topkapı Sarayı’nın çok önemli işlevi olduğuna
inanıyorum”
Bu çalışmaların kesintisiz şekilde sürdürülerek Topkapı
Sarayı’nın mümkün olan en geniş şekilde ziyarete açık hale getirilmesini arzu
ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü biz, uzun yıllar boyunca tarihinden, kendi
geçmişinden koparılmak istenen bir milletin bugünkü mensupları,
temsilcileriyiz. Tarihimizle, medeniyetimizle yeniden buluşma konusunda,
bilhassa yeni nesiller için Topkapı Sarayı gibi sembol eserlerin çok önemli
işlevi olduğuna inanıyorum. Çünkü onlara özgüveni verecek olan işte bu
eserlerdir. Yani ecdadı ile kendisini aşağılamayacak, tam aksine ecdadı ile bir
özgüven kazanarak, geleceğe bakacak. Bu
mekânda 400 yıl boyunca sadece Osmanlı İmparatorluğu’nun değil, onunla birlikte
tüm bölgenin, dünyanın çok önemli bir bölümünün yönetildiğini bilmeleri dahi
gençlerimizin ufkunu açacaktır.”
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün
katılım bankası kurması
Türkiye genelinde 5 bine yakın eserin yeniden kültür
hayatımıza kazandırıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni bir teşebbüsü
de şöyle dile getirdi:
“Hele hele bir de Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Vakıfbank’taki
hissesini, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne almak suretiyle burayı inşallah şöyle
bir katılım bankası haline getirmek gibi bir düşüncemiz var. Vakıflar Genel
Müdürlüğü’nün katılım bankasını kurmasıyla birlikte inanıyorum ki, kendi yıllık
kârından belli bir kısmını bütün vakıf eserlere ayırması, bu eserlerin
restorasyonunda kullanması; bir diğer taraftan işte burslarla, kredilerle,
bunun yanında birçok yerlerde aşevleriyle vesaireleri ile aynen ecdadımız o
akarları nasıl değerlendirdiyse, buralarda kullanmak suretiyle bizim vakıf
medeniyetimizi çok daha güçlendireceğine inandığım bir anlayıştır. Çünkü
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Vakıfbank’taki hissesi yaklaşık yüzde 60 ve bu
bugünkü rakamla yaklaşık 10 milyar doları aşıyor. Çok ciddi bir güç ve uluslararası
camiada da katılım bankaları arasında öne çıkabileceğine inanıyorum. Bunun için
de Başbakanımızla da bu konuları görüşüyoruz. İnşallah, bunu biran önce hayata
geçirmek suretiyle -ki şu anda Meclis’te bu konu- inanıyorum ki, Vakıflar Genel
Müdürlüğü, çok daha güçlü bir hale gelecek ve katılım bankasıyla birlikte
hizmetlerini de çok daha ideal bir konuma taşıyacaktır.”
“Geçmişine sahip
çıkamayan geleceğini inşa edemez”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu cümlelerle
tamamladı:
“Şunu bilmemiz lâzım: Geçmişini bilmeyen, geçmişine sahip
çıkamayan, geleceğini inşa edemez. Biz, bir defa geleceğin inşasıyla
görevliyiz. Bu şuuru, bu anlayışı 7’den 70’e tüm insanlarımıza kazandırmak
mecburiyetindeyiz. Milletin bizatihi kendisi sahip çıktığında hiç kimse bu
eserleri ne çalmaya, ne de yıkmaya cesaret edebilir. İnşallah önümüzdeki
dönemde bu konuda gerek Kültür ve Turizm Bakanlığımız başta olmak üzere ilgili
kamu kurumlarımız, gerek ilgili STK’larımız ve en önemlisi de milletimizle, el
birliğiyle, el ele vererek hareket edeceğiz.”
Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin hatt levhası |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder