Sayfalar

18 Ocak 2015 Pazar

Futbolun kara düzenini bozun

Onur Işık

Futbol dünyasında ekonomik koşullar günden güne zorlaşıyor. Özellikle futbolcu transferlerinde harcanan tutarlar, içinde herhangi bir ekonomik üretim olmayan bu sektörün toplum nezdinde tartışılır hale gelmesini sağladı. Zaten öyle de olmalıydı. Bir ülke ekonomisinde düzen ve işleyiş rasyonel ölçütlere göre olmalıdır. Bunlar sermayeyi akılcı kullanmak, Türk Ticaret Kanunu’nda da açıkça belirtildiği gibi “basiretli tacir” hükmünü yerine getirmek, şeffaf ve hesap verebilir olmak. 

Futbol dünyada temelden yanlış kurgulanmıştır. Sorun üretim – maliyet ilişkisinin doğru kurulamayışı ve bu düzenin bol yakıtla çalışan lüks araç misali doymak bilmemesidir. 

Dikkat: Bu düzen bilinçli olarak kurgulanmış küresel bir oyundur

Bu oyun sistemsel bir yapıda insanlara sunuluyor, bir anlamda gelir gider dengesizliğinin kanıksanmasına yol açıyor. Futbol oynayan oyunculara lüks ve erişilmez dünyanın anahtarı veriliyor. Bu durum, medya tarafından sürekli propaganda ile özendiriliyor. Pahalı arabalar, lüks harcamalar aile düzeninin ve anlayışının erozyona uğratılması için sürekli sunuluyor. 

Dikkat: Futbol dünyası geldiği noktada gençlerin “para harcama” üzerine fikrî dünyalarını alt üst ediyor.

Gençlerimiz çok para kazanmak uğruna eğitimini, ideallerinibırakıyor. Şanslı olan yüzdece “milyonda bir” arasına girebilmek uğruna her şeyden vazgeçebiliyorlar. Bir şeyler üretmek, ortaya bir değer koymak güdüsüne tamamen ters bir yapı ile karşı karşıyayız. Onun yerine “bol para kazan ve fütursuzca harca” algısı zihinlere yerleştiriliyor. Üstelik bu durum medyada şiddetle özendiriliyor. Medyada yapılan düşüncesiz yorumlar futbolu ve yapısını tartışmaktan çoktan uzaklaştı. 

“Sahada iyi oynasın da saha dışında ne yaparsa yapsın bizi ilgilendirmez” sözü ülke gençliğini uçuruma itmektir

Spor, ahlâkî bir meseledir, çünkü sağlıklı bir disiplin ve hayat biçimi kazandırmak amaçtır. 
Medyada konuşan bu sözde yazarları ikaz etme görevi kimdedir, bir spor konusunu ahlâkî düzeyinin ötelenmesine kim izin vermektedir bilinmiyor. 

Futbol kulüpleri ülkedeki adalet ve kazanç değerlerini alt üst edercesine aşırı paralar ödemekten kaçınmıyor. Bu paraların getirisi götürdüğünün misliyle altında olmasına rağmen hiç bir ciddi medya organında, ciddi ekonomi dergisinde veya televizyon platformunda bu konular tartışılmıyor. Bu sisteme dur diyebilecek kimdir, hangi kurumdur, denetimi var mıdır gibi sorular yanıtsız kalıyor.

Kısacası tamamen “para” üzerine odaklanmış, bozulmuş ve kanıksanmış sistemli bir değersizleştirme operasyonu ile sporun doğasından çok uzaklaştığımız aşikâr. Bu duruma kim ne zaman el atar bilinmez ama var olan yapıya müdahale edilmezse geleceğimiz nokta “üretemeyen” nesillerin devamı olacaktır. Bu durum Büyük Türkiye hedefi ile ne derece uyuyor? 

Sonuç: Türkiye’de futbolu ve üzerindeki kara ekonomik yapısını denetim altına almak ve bu duruma müdahale etmek gerekmektedir. Dünya bunu fark edip işe Finansal Fair Play kurallarıyla başladı bunun devamı da gelecek, peki biz neyi bekliyoruz?

Hiç yorum yok: