Sayfalar

15 Aralık 2014 Pazartesi

Kaynak: Osmanlıca, işin şekil tarafı; asıl eğitim sistemimizi değiştirip bilim merkezi olmalıyız

Prof. Dr. Mahir Kaynak
Şekilde değil esasta güçlü olmamız gerekir

Star gazetesi yazarı, Strateji Uzmanı Prof. Dr. Mahir Kaynak, okullarda Osmanlıca’nın da öğretilmesi konusuna dair tartışmaları değerlendirirken, “Bu konudaki ümidim, sadece şekil değişikliği değil, ülkemin bir bilim merkezi olması ve çevremizde de bu eğitimi vermesi” dedi. “Osmanlıca’nın en azından tercihli ders olarak eğitime dahil edilmesine, geçmişimizin değerlerine ulaşılması açısından karşı değilim” diyen Kaynak, ancak Türkiye’nin şekilde değil esasta güçlü olması gerektiğini vurguladı.

İngiltere, Türkiye’nin Osmanlı coğrafyasıyla irtibatını kesmek istedi

Eski MİT Daire Başkanı ve Strateji Uzmanı, Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahir Kaynak, Star gazetesinde yayınlanan “Değişim” başlıklı yazısında, Osmanlı Devleti’ni parçalayan İngiltere’nin, eski Osmanlı topraklarının yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kontrolüne girmesini engellemek, Türkiye’nin ilişkisini kesmek ve Türkiye’nin etki alanının, sınırlarının dışına yayılmasını engellenmek amacıyla Osmanlıca’yı kaldırttığını ifade etti.

Cumhuriyet’in kurulabilmesi için o tavizler kaçınılmazdı

O günün şartlarında bu tür tavizlerin kaçınılmaz olduğunun ve her şeye rağmen Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun büyük bir başarı olduğunun altını çizen Kaynak, öteden beri, Osmanlı Devleti’nin yıkılışını, dibinden kesilen bir ağaca benzettiğini ve bu ağacın köklerinden fışkıracak filizlerin aynı büyüklükte ya da daha büyük bir devlet yaratacağını düşündüğünü söyledi.

Yeniden Osmanlıca, filiz mi yaprak mı?

Ancak, bugün “Osmanlıca’nın öğretilmesi fikri”nin bu kökten çıkan bir filiz mi, yoksa birkaç yapraktan mı ibaret olduğu” konusunun tartışmaya açık olduğunu ifade eden Kaynak, ‘bu konudaki ümidinin, sadece şekil değişikliği değil, Türkiye’nin bir bilim merkezi olması ve çevresinde de bu eğitimi vermesi’ olduğunu kaydetti. Kaynak, “Ancak ülkemizde bu gelişme henüz gerçekleşmedi; çünkü kimsenin böyle bir hedefi olduğunu sezmedim. Bugüne kadar siyaset yapmak üzere yönetime gelenlerde ya da muhalefet edenlerde böyle bir hedef gösterildiğini ve çalışma yapıldığını fark edemedim” dedi. Kaynak, şunları kaydetti:

Her alanda kopyacı olduk

“Yani biz, düşünce yaratan değil başkalarının yarattığını kopya edenlerden olduk. Bunun pozitif bilimlerde yanlış tarafı olmayabilir; ancak öğrendiklerimize katkılar yapacak bir eğitim sisteminin de geliştirilmesi icab eder. Yani bu bilgilerin birazının da bizden olmasını isterim. Öte yandan sosyal yaşamda da tam bir kopyacı olduk. Eğlence hayatımızda, giyim tarzımızda ve diğer sosyal yaşantımızda onlara benzedikçe modern olduğumuzu düşündük. Dünyadaki iletişim sistemleri, insanlarımızı ister istemez etkilemektedir; ancak kendi öz değerlerimizi de muhafaza ederek verilecek eğitimle bu değerlerimizi yeni yetişen kuşaklara aktarmanın doğru olduğunu düşünüyorum. Velhasıl, dünyadaki bilimsel, sosyal olaylardan etkilenmek kadar, geçmiş denilen güzelliklerimizi de özümüzden kopmadan yaşamanın yollarını bulmalıyız.”

Bilimsel eserlerimiz, ancak yabancılara referans verildiğinde değerli görülüyor

“Devletimiz eskiye değil yeniye yönelmelidir” diyen Kaynak, Türkiye’nin, “karşı taraf”ı tahrik etmeden güçlenmeyi sağlaması gerektiğini vurguladı ve bunun yolunun da bilimde başarılı olmaktan geçtiğini belirtti.

Günümüzde bilimsel alanda güçlü bilgiye sahip olmanın ancak bu konuda başarılı olan ülkelerde eğitim görmekle mümkün görüldüğüne; bilim insanlarımızın, düşüncelerini ortaya koyan bir kitap yazdıklarında, içindeki düşüncelere değil dışarıdan alınan dip notlarına göre değerlendirildiğine işaret eden Kaynak, sözlerini şöyle tamamladı:

Şekilde değil esasta güçlü olmamız gerekir

“Bu engelleri aşmak için sadece ülke içindekileri değil, tüm çevreyi bilimsel olarak eğiten bir merkeze dönüşmeliyiz. Bizi, dilimiz nedeniyle değil, güçlü olacak bilgimiz nedeniyle tercih etmelidirler. Osmanlıca’nın en azından tercihli ders olarak eğitime dahil edilmesine, geçmişimizin değerlerine ulaşılması açısından karşı değilim; ama bunu sınırlarımız dışında engellemek isteyenler olabilir. Şekilde değil esasta güçlü olmamız gerekir.”

(Radyo Muhabir)

Hiç yorum yok: