Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, gözaltı operasyonundan "kahramanlaşarak" çıkmayı başardı. Dumanlı'nın bu süreçte uyguladığı strateji, takındığı tavır, bana onun isminin etrafında yaşanan ilginç olaylar zincirini düşündürdü.
Önce, onun 13 Ekim 2014 tarihli yazısını hatırladım. Şöyle yazmıştı:
"İçini boşaltın bu gazetenin! Böyle ferman edildi. İstendi ki yazarları birer birer kopup gitsin gazeteden. Editörler terk etsin Tefekkür Burcu’nu. Muhabirler ardına bakmadan uzaklaşsın çeyrek asrı aşan düşünce merkezinden. Teklifler yapıldı, taltifler sunuldu, teşvikler devreye sokuldu; bu tarz çalışmalar sonuç vermeyince tehditler savruldu, takbihler yapıldı."
Bu yazı yayınlandıktan sonra, ertesi gün, 14 Ekim 2014 tarihinde, Akşam gazetesi yazarı Turgay Güler'in, "Ekrem Dumanlı'nın Zaman'da durmaması lâzım" başlıklı yazısı yayınlandı.
O yazı, pek çok bakımdan ilginç, soru işaretleri uyandıran bir yazıydı. Çünkü Turgay Güler, o yazısında, Ekrem Dumanlı'nın azledileceğini ve Azerbaycan'a gönderileceğini ileri sürüyordu. "Henüz dışarıya pek yansımadı ama içeride çok ciddi sıkıntı var, kavga var, huzursuzluk var!" iddiasında bulunuyordu. "İçeri"den kastı, Zaman gazetesi miydi yoksa Cemaat miydi, bilmiyorum. Yazıyı asıl önemli kılan ise şuydu: Turgay Güler, Ekrem Dumanlı'nın çok yakınında bulunan ve Fethullah Gülen için canını bile verecek kadar "Cemaatçi" olan bir gazeteci-yazarın, kendisine (Turgay Güler'e) bir SMS mesajı gönderdiğini belirterek, mesajda şöyle yazdığını kaydediyordu:
“Ekrem Dumanlı ile ilgili yazın çok yerinde ve haklı… Tebrik ederim… O faşistin orada durmaması lâzım artık.”
İlginçlikler, daha sonra da devam etti. 16 Kasım 2014 Pazar günü, Yeni Akit gazetesi muhabiri Mehmet Özmen, TÜYAP Kitap Fuarı'nda Kaynak Yayınları'nın standında imza günü düzenleyen Ekrem Dumanlı ile röportaj yaparken arbede çıktı. Olay, bazı medya kuruluşlarında "Ekrem Dumanlı, Akit muhabirine tokat attı" başlıklarıyla yayınlandı. Daha sonra, olay ânında çekilmiş olan görüntülerden, tokat atan kişinin Ekrem Dumanlı olmadığı ortaya çıktı...
Galiba yine o günlerdeydi; Yeni Şafak gazetesi yazarı Cem Küçük, bir televizyon programında, yanlış hatırlamıyorsam, Cemaat'in Türkiye İmamı ve kasası olduğu ileri sürülen Mustafa Özcan'ın, Ekrem Dumanlı'yı görevden almak istediği ancak Fethullah Gülen'in bu isteğe direndiğini ileri sürdü...
Ve 14 Aralık... Ekrem Dumanlı, "Fuat Avni'nin twitter'da önceden haber verdiği bir operasyonla ama onu kahramanlaştıran güçlü bir protesto gösterisi eşliğinde gözaltına alındı. 5 gün gözaltında kaldıktan sonra, altıncı gün, öğleden sonra serbest bırakıldı. Kendisiyle aynı gün, aynı isnatlarla gözaltına alınan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ise tutuklandı...
Ekrem Dumanlı, serbest bırakıldığı Çağlayan Adliye Sarayı'nın önünde toplanmış olan Cemaat mensuplarına hitaben, Hükümete yönelik sert ifadelerle yüklü öfkeli bir konuşma yaptı. Konuşması, Cemaat medyasından canlı olarak yayınlandı. Ekrem Dumanlı, bir kere daha "kahramanlaştı"...
Yap-Boz'un parçalarından sadece bu kadarını bir araya getirdiğimizde bile, çok sayıda soru ile karşılaşıyoruz. O sorulardan birisi de şu: Acaba, Cemaat / Paralel Yapı içerisinde de Ekrem Dumanlı'yı devirmek isteyen bir kanat mı var? Buna karşılık, Dumanlı'yı koruyup kollayan bir karşı ekip mi söz konusu?..
Bu ilginç süreci takip etmeye devam edeceğim. Bakalım bu hamlelerin rövanşı için teşebbüste bulunulacak mı?.. Bekleyip göreceğiz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder